Olmadan dalinda curuyenler burda toplaniyor

1 Mayıs 2009

Havada kan kokusu var


Artik belli olduki Ispanya ligi icin dananin kuyrugunun kopacagi mac adina yakisir bir sekilde El Clasico olacak. Real Madrid kan kokusunu alan kopekbaliklari gibi avinin pesini bir turlu birakmiyor. Bir aralar liderle takipcisi arasinda 12 puana kadar cikan fark, bu mac oncesi 4 puana inmis durumda. Barcelona baskani Laporta'nin kazanmamiz lazim aciklamalarina ragmen Barcelona'ya beraberlikte yeterken, Madrid'i galibiyetten asagisi kurtarmiyor. Barca'nin sampiyonluk yarisinda Madrid'den baska gorunurde rakibi yok ama Real bu mactan galibiyetle ciksa bile kalan 4 macta Barca'nin puan kaybetmesini beklemek durumunda. Ayrica kalan haftalarda Barca'nin fikstur olarak daha avantajli oldugunu ve Madrid'in Valencia ve Villareal gibi iki zorlu deplasmana gidecegini de unutmamak lazim.

Evsahibine baktigimizda son 4 ayda 19 mactan 17 galibiyet cikardiklarini goruyoruz. Gecen hafta zorlu Sevilla macindanda galibiyetle ayrildilar ve derbi oncesi iyiden iyiye moral depolamis durumdalar. Hernekadar eksikler kervanina Sneijder ve hayvanoglu hayvan Pepe'nin disinda Guti'de katilsada, Getafe macinda sakatlanan Robben ve Heinze ise kadroya dahil edildi. Madrid'de one cikan oyuncular olarak Raul ve Robben goze batiyor. Birde tabi tabiri caizse isteyince kaleye duvar oren istikrar abidesi Casillas var. Gecen mac Sevilla filelerine uc gol yollayan kaptan Raul hala takimin bel kemigi ve en buyuk atesleyicisi durumunda. Robben'de sakatligi sorun cikarmazsa sag kanatta hiziyla ve delismenligiyle yine cok bas agritacak. Bu macta ayrica Diarra'dan buyuk isler bekliyorum, takimin Barca'nin pas trafigiyle basa cikabilmesi icin canina disine takmasi lazim fransiz kardesimizin. Madrid'in zayif halkasi ise Gago, yapacak bisey yok seni sevmedim, sevemiyorum sutoglan, duz adamin tekisin.

Katalanlar'da ise durum biraz daha karisik, Chelsea karsisinda istedikleri galibiyeti alamayan Barcelona'li futbolcularin hem akillari hem vucutlari rakiplerinkinden daha yorgun olacaktir. Mukemmel gecirdikleri bir sezonda uc kulvarda da cuvallama riski oyuncular ustundeki baskiyi iyice arttirmis durumda. Takimda eksik olarak Milito'nun yanina haftaici Chelsea macinda dizi donup sezonu kapatan Marquez'de katildi. Takimin yuku karsisinda iki sol bek olmasina ragmen yine Messi'de olacak. Gerekirse uclemek lazim o kanadi yoksa Messi-Alves ikilisi acimaz koridor yaparlar. Henry'in ilk onbirde baslamayacagi soyleniyor. Onun yerine acikta Iniesta, icte de Keita oynayacak. Eto'o tam bi black mamba zaten, prangada vursan, sirtinada sarilsan yine gol atiyor. Barcelona'da zayif halka ise bilin bakalim kim? Tabii ki Victor Valdes. Hayir hicbirseye degil kendisine verilen sans Altug Yurtbasi'na verilseydi, o simdiye efsane kaleci, gonullerin bastaci olmustu, ona yanarim.

Artik macin teknik analizine, teknik direktorlerin kiyaslamasina haddim olmadigi icin pek girmek istemiyorum. Barcelona'nin siir gibi bir futbol oynadigini cumle alem biliyor. Real'de ligin ikinci yarisinda mucizevi bir performans gostermesine ragmen rakiplerinden daha defansif bir goruntu ciziyorlar. Bu mac daha acik bir futbol oynayacaklarina kesin gozuyle bakabiliriz, ayrica forvetlerinin son maclardaki iyi performanslarini ve iki takiminda defansindaki sorunlari goz onunde bulundurarak genel kaninin aksine ben bol gollu bir mac bekliyorum. En azindan istiyorum dielim. Aslinda acikca soylemek gerekirse icimizdeki tum Katalanlara ragmen her zamanki gibi yuregim Madrid'den yana. Bu kadar sakatliga, klup ici calkantiya, turlu turlu zorluga gogus gerip su an dunya ustundeki en iyi futbolu oynayan ezeli rakiplerine karsi isi bu noktaya getirdikten sonra artik ben bu macin gonlumdeki hakkini Real'e veriyorum. Real sende benim icin Barcelona'nin eline ver.

0 comments

30 Nisan 2009

El Fenomeno

Suphesiz yesil sahalarin sanssiz ilahlarindan biri de Ronaldo'dur. Futbol hayati boyunca ne sakatliklar ne skandallar hic yakasini birakmadi. Cruzeiro'da basladigi futbol hayatina sirasiyla PSV, Barcelona, Inter, R. Madrid ve Milan'da devam etmis son durak Milan'da yasadigi sakatlikla futbol kariyeri bitme noktasina gelmisti. Yasinin kemale ermeye basladigi, yine, yeni, yeniden sakatliktan cikmaya basladigi bir donemde tekrar sahalara donmek istediginde kendisine burun kiviran cok oldu. Kilolu dediler, kronik sakat dediler, artik isi bitmis dediler. Yine de kendi memleketinden Corinthians ona kucak acti. Acti acali Ronaldo oynadigi 9 macta 8 gol atarak nasil bir golcu, nasil bir futbolcu oldugunu herkese birkez daha gosterdi. Asagida videosunu koydugum Paulista Eyalet Sampiyonasi'nin ilk ayaginda Santos'u deplasmanda yikan adam oldu. Kilolu mu evet kilolu, her an sakatlanabilir mi evet sakatlanabilir, kondisyon desen ztn yerlerde ama gel gor ki su attigi gollerin guzelligine bak arkadas. Elbet eski Ronaldo degil, bu dakikadan sonra o gunlere donmekte artik cok zor ama eski Ronaldo gibi adamda pek az var zaten futbol tarihinde.
Buarada Ronaldo costukca, Brezilyalilar'da cosmaya basladi. Son yapilan anketlerde Ronaldo'nun Brezilya Milli Takimi'na donmesini isteyenler ezici cogunlukta. Adriano'nun futbolu biraktigi, Pato'nun sikini basini kameralara actigi su donemde, sahsen bende son kezde olsa onu Dunya Kupasi'nda seyretmek istiyorum.
Bir ropartajinda Alex biz Brezilya'da golculere katil deriz demisti, Nobre'yi gostererek. Bende simdi sana lakap takiyorum 9 numara, bundan sonra senin adin artik Katil Balina.

Santos 1 - 3 Corinthians
0 comments

Extreme Ways

Gorunen o ki 2010 Dunya Kupa'sinin Asya Elemelerinde takimlari hirs basmis. Yalniz bu hirs kuplerinin su ana kadarki grup performanslari pekte ic acici degil. Avustralya'nin geleni gideni tokatlayan bir goruntu cizdigi 1. grupta, bazilarinin canina tak etmis olmaliki artik extreme metodlara basvurmaya baslamislar. Hadi hayirli traslar diorum buradan kendilerine.


Ozbekistan


Bahreyn


Japonya
0 comments

29 Nisan 2009

+1

Dede’ni de al, git…

Fenerbahçe’nin önce kulüp olarak kendi reflekslerinden uzaklaşması, spor branşlarında da aynı tarzın kabul göreceğinin göstergesiydi aslında. Fenerbahçe’yi ayrı bir kimlik olarak kabul ettiren karakter “isyan”dır. Kuruluşundan bu yana “tahakküme” isyan etmiştir Fenerbahçeliler… Savaşta işgalcilere, ihtilallerde darbecileri, spor sahalarında şaibecilere karşıydılar. Ama süreç Fenerbahçe’nin kendi içinde yaşattığı bu geni yok eder hale geldi., Ne oldu? Kulübe dikta geldi. Son Divan Kurulu toplantısında, kendilerini rakipsiz ve seçeneksiz görenlerin ne kadar güçlü olduğu ortaya çıktı. Kulübün akil kesimi, en az 25 yıllık üyelerinin bulunduğu mecliste alkış sesleri ile, yanlışların onaylanmasını izledik. 100 milyon doların boşa harcanması, kafaya gore teknik adamlarla alınan sonuçlar kimsenin umurunda olmadı. Ordakilerin bir bölümü mayıs’ta yapılacak seçime rakipsiz girmeyi neredeyse garantileyen Aziz Yıldırım’a kendilerini sevdirmeye çalıştılar. Bu ortamın son üç senede nelere mal olduğu ortada. Sahipsizlik veya suskunluk, peşinde daha beterini de getirecektir. Eleştirmek, Aziz Yıldırım’a karşı olmak değil, Fenerbahçeliliğin gereğidir. Ama öylesine tepkiler geliştirdiler ki, ağzınızı açsanız, kulüp düşmanı ilan edildiniz. Yeni yapılan tüzüğe konulan maddeler de, sizi ihraç sehpasına kadar taşıyacak yetenekte. “Adaylığı düşünüyorum” diyen Şadan Kalkavan orada yok. Madem kolları sıvayacaksın, kongre öncesindeki bu toplantıda eteğindeki taşları dökeceksin. Sen yapmak istemiyorsan, ekibini bu işle görevlendireceksin. Yanlışlar tartışmaya açılmadığı sürece Aziz Yıldırım’da herkesi kendisinin doğru yaptığına inandığını zanneder. Ama kulübe bile gelmedi Kalkavan… Kongre günü eğer kürseye çıkarsa, ne diyecek merak ediyorum? Takımın durumu ortada. Aragones hafta hafta bitirdi oyuncularını. Hem fizik, hem de moral olarak. Sakatlıkların ardı arkası kesilmiyor. “Disiplinli” denilen hocayı oyundan çıkarken alkışlayanlar, formasını fırlatanlar, bir tarafını dönüp gidenler gırla… Yardımcıları İspanyol gazetelerine “futbolcular dediklerimizi yapmıyorlar” diyerek başarısızlığı açıklamaya çalışıyor. Başkan görevde kalmak için, internet sitesinden “devam etmeli” diye beyanlar düzenletiyor. Kafasına gore hocası için de, “Aragones kalmalı” şeklinde bir açıklama furyasını beklemeye başladık. Hatta, “Aslında Guiza iyi futbolcu” diye de açıklamalar yaptırtabilir adamlarına. Fenerbahçe Kulübü bu son üç senedeki kadar hiç bu kadar sahipsiz, denetimsiz, başı boş kalmamıştı. Aziz Başkan, bu “tek reislik” apoletiyle, yine eski yönetim tarzını, “yaptım oldu” mantığını sürdürür, tribünleri bölmeye devam eder, sesini yükseltenleri kulüpten atıp, ağzını açanlara hakaretlerle yanıt vermeye devam ederse, sezon sonuna kadar “Dede’ni de al, git” diyenler çoğalacaktır. Üstelik bunu söyleyenler kulüpten veya kendisinden beklentiler taşıyanlar değil, tribünden takımlarını yaşayanlar olacak. Bir başkan için daha kötüsü zaten olamaz…

Klasik bir Gurcan Bilgic yazisi; Fenerbahce'deki sorunlarla ilgili cok dogru tespitler var ama peki ya cozumler? Aziz Baskan gitsin gitmesinede, ondan sonrasi ne olacak bana ondan haber verin Gurcan Bey. O gitsin, bu gitsin bende diorum, sen bu is icin tonla para aliyosun, reva mi?
0 comments

27 Nisan 2009

Labuat


Muzigin resmini cizer gibi, anlamadigin sozlerle buyulu bir yolculuga cikar gibi. Kisacasi bohem ayagina yatanlar icin geliyor.

Soy Tu Aire

Bu guzel isten sorumlu olanlar kimdir die baktigimizda karsimiza Risto Mejid produktorlugunde, aranjmanlarda The Pinker Tones grubu ve vokalde de Virginia Maestro'dan olusan Labuat isimli muzikal bir proje cikiyor. Sahsen Labuat ismini cok dusunmuslermi pek merak ediyorum. Neyse boyle deneysel isler yapalim, muzik akimlarini birbirine karistirip cilgin atalim niyetinde toplanan grubumuz albumlerindeki 10 sarkida brit poptan, reggae'den tut jazz'a, soul'a kadar genis bir yelpazeden esinlenmisler. Farkli olucam derken osuruk cikan bir cok turevlerinin aksine baya da guzel sarkilara imza atmislar. Tabi grupla ilgili bir diger guzellikte suphesiz Virginia hanim. Ne diyelim Allah sahibine bagislasin.

Albumu indirmek isteyenler buraya, Madrid konserini izlemek isteyenler buraya tiklarsa guzel seyler olabilir.
1 comments

Istese atom muhendisi bile olabilirdi


Hedo dun Philadelphia karsinda butun mac sarsak sarsak oynadiktan sonra maci kazandiran 3'lugu ata dursun, dersine calisip atom muhendisi olan Rus hanimkizlarimizda guzellik yarismasi yapmislar. Gerci yarismamiz olmus bitmis ama yinede Rusya'nin atom fiziginde ne seviyeye geldigini gormek acisindan bakmakta bir fayda var.

Miss Atom 2009
0 comments

26 Nisan 2009

Havlu atmak...


Bugünki maçtan sonra artık Galatasaray da resmen lige havluyu attı. Öncelikle takımı bu hale getirdiği için önce Bülent'e sonra da Skibbe'yi kovup Bülent'i başa getiren yönetime çok büyük bir teşekkür (!) borçluyum. Artık stressiz maç izleyebileceğiz. Sezonun Ali Sami Yen'deki son iki maçına da sadece maç izlemek için gideceğim gene elbette ama 0 streste maç izlemek çok güzel olacak.

Seneye şampiyonlar liginde Türkiye'yi temsil edecek takımlar büyük ihtimalle Beşiktaş ve Sivas olacak. Beşiktaş için birşey diyemem ama Sivas'ın eğerki Şampiyonlar Ligi'ne kalırlarsa alacakları 0 puanın dışında her maç 2 kırmızı kart göreceğini bugünden tahmin etmek çok zor değil. Şampiyonun direk katılacağı bu seneyi çok güzel bir şekilde harcadık.

Lincoln'ü takıma küstürüp, Baros'u bugün sağ kanat başlatan (kesinlikle 2. forvet değildi adam durmadan sağ kanattaydı) Bülent'in aklı nerdeydi merak ediyor. Baros'u çıkarıp oyuna Hasan Şaş'ı almanın izahı nedir merak ediyorum.

Galatasaray'ın Türkiye'nin 3 büyüğünden biri olduğunu, hatta en büyüğü olduğunu (buna itiraz edecekler bu satırları yazanın kim olduğunu unutmasınlar :) ) bu takımda oynuyorken kaldırdığı kupalarla kanıtlayan Bülent'in sanki Kayseri Erciyes'in başındaymış gibi bu takım her öne geçtiğinde skoru korumaya çalışmasının manası yoktur ve çok büyük saçmalıktır bu.

Bülent takımın başına geldiğinde önünde 2 olasılık vardı: Ya Guardiola gibi bir efsane antrenör olma yolunda gidecekti ya da sıçıp sıvayacaktı. Ben ilk seçeneğin olmasından umutluydum ne de olsa o büyük kaptandı ama kendisi son sürat 2. seçeneği seçti.

Oynanan futbol mu ? Uyudum ben maç izlerken Galatasaray'ın golünü gördüm sadece. Geri kalanı izlemedim sayılır dinledim sadece, karşımda TV açıkken yediğimiz golü izlemeye bile tenezzül etmedim. O derece boktan bir maçtı bu.

1. Devrenin muhteşem oynayan takımı nasıl bu hale geldi düşünmek lazım. Sorun gerçekten giden antrenörde miydi? Yoksa onu abuk subuk bir maç sonunda takımdan yollayan yönetimde mi?

Skibbe'nin gidiş biletinin kesildiği Kocaeli maçında Baros penaltıyı atıp maçı 3-3 yapsaydı, biz 4. golü de bulucaktık elbette o zaman Skibbe gitmeyecekti takımdan. Ve benim tahminim Galatasaray hala UEFA'da oynuyor olup ligde de lider durumda olacaktı. Ama mış-muşla sonuç hala-amca ilişkisine çıkıyor .

Bu sene bizden bu kadar, şampiyonluk için favorim Beşiktaştır. Sivas şampiyon olmasında kim olursa olsun.
1 comments

Darulaceze


Yine yenildi Fenerbahce, macla ilgili kayda deger pekte birsey yok die yazi mazi da yazmiycaktim aslinda. Taa ki Aragones'in mac sonu aciklamalarini duyana kadar. "Pozisyon arayan, oyunu kovalayan takim bizdik, kaybetmeyi hak etmedik" buyurmus Fenerbahce teknik direktoru. Sikimin direktoru, yani utanmiyorda ya, gercekten cok ilginc. Ben tuttugum takimin macini bir yanda solitaire oynamadan seyredemiyorum artik birader, oyle darliyo bu takim beni. Sense hala cikip maci biz hakkettik diyebiliyorsun. Ulan karsindaki rakip kume dusmemeye oynuyo orospu cocugu daha hakki hukuku mu kalmis bu isin. Ne saniyorsun sen Fener'i ben anlamadim ki. Hayir anlarim takim iyi oynamaz, iyi oynar puan kaybeder, cok sakatin olur, yedekler sicar hadi hersey sutliman olsun direk as oyuncularin adami kanser eder, olurda olur yani futbolda bunlar var hele Fenerbahce'de her daim var. Ben alisigim bunlara ama bu kadar kendini bilmezlik, bu kadar vurdumduymazlik olmaz birader. Taraftar maca gelmiyor, hala bir umut gelenler bile aglanicak hale guluyor artik, uc uc uc die bagiriyor, iki pas yapinca oley cekiyor. Hic mi koymuyor sana birader, hic mi haysiyetin yok, bu kadar mi karaktersizsin? Gercekten anlayamiyorum ya, bambaska bi dunyada mi yasiyosun sen?
Allahim cildircam, ulan dusenin dostu fenerbahce die tassakoglani ettin takimi yedi duvele, hala onumuzdeki kupa finaline bakicaz diyosun. Siktir git a.k bakma hicbiseye, arkana bile bakmadan siktir git Fenerbahce'den.
2 comments

Shake That Ass



Buldunuz ya zayif noktayi, devamli vurun bakalim. Yanlis anlasilmasin size lafim yok kizlar, siz devamli sallayin ne de olsa hayat size guzel
0 comments