Olmadan dalinda curuyenler burda toplaniyor

4 Temmuz 2009

Terbiyesiz miyiz?


gelecek programimizda tecavuz bolumundeki abazalari inceliycez.. o zmna kadar bi tesekkuru cok gormeyin
0 comments

Teletabi ortamlari

0 comments

3 Temmuz 2009

Daybreakers



Bi Blade vardi, sahi noldu o'na?
0 comments

Imece'de 8 kusur puani var

0 comments

Merhaba dunyali

Savasma sevis demesi kolay, kimle seviscez biri de onu soylese insalik hakki icin



0 comments

2 Temmuz 2009

Azalarak bitsin

Seyrantepe'yle ilgile flas haberler, yalama olmus ihaleler, TOKI'nin aciklamalari daha fazla insanlari darlamadan bitsin. Lutfen
6 comments

At kuyruklu adam



Entresan bir adam Haldun Üstünel.. Yönetime girdiğinde eski açıkta içimzden biri Üstünel pankartları açılınca uyuz olmuştum liseden mezun biri olarak ultraslan ayar veriyor bize diye.. Dedesi ve babası bizim lisedenmiş bunu öğrenmiştim, bizim kadar olmasa da liseye değer verdiğini anladım bu olaydan.

Sonra Adnan Polat döneminde iyice etkisini göstermeye başladı bu adam entresan bir şekilde.. En olmadık transferleri yapmaya başladı, basının hele hele günde 10 tane adamı 3 büyüklere getiren fotomaç-fanatik ve bombacı fotosporun bile adını akıllarına getiremedikleri adamları aldı Galatasaray'a.

Meira, De Sanctis, Harry Kewell ve Milan Baros transferinde başrol hep ondaydı. Kimin aklına gelirdi ki onları alacağı, bu transferleri ilk kez hep resmi siteden öğrendik büyük bir şokla (Kewell transferini bana telefonla haber veren Can kardeşime teşekkür ederim tekrar). Bonservissiz Harry Kewell Galatasaray'a mı gelecekti? Hadi canım sende diyip kimse inanmazdı bu işe ama geldi işte Harry Cool giydi formayı hepimizin gönlünü fethetti hem de senelik 2 milyon € civarı bir paraya. Ha keza Milan Baros içinde aynısı geçerli, tamam sönük 2 sezon geçirmiş olabilirdi ama o 2004te Avrupa Kupası'nda altın ayakkabıyı kazanmış daha 27 yaşındaki ne olursa olsun büyük oyuncu Milan Baros'tu. Onu Guiza'nın 14 milyon€ ettiği bir piyasada 4,5-5,5 milyon € ya aldı getirdi Galatasaray'a. O da kendine gelip gol kralı oldu bu sene, her ne kadar 2. yarıda takımla birlikte sönük kalsa da, gerçi takımı sırtlayan goller genelde ondan geldi ya neyse.

Bu sene sezon bitmeden Atletico Madrid'e büyük umutlarla gelen Coupet'yi kesen Leo Franco'yu bitirdi bonservissiz bir şekilde. Ne kadar iyi göreceğiz onu... Sonra bir anda Gökhan Zan'ı aldı takıma gene bonservissiz bir şekilde. Her ne kadar hakkında olumsuz şey söylenirse söylensin milli takımın 2. stoperini aldı Ankarasporlu Enis'in 4-5 milyon € ettiği bir transfer piyasasında, büyük başarıydı bence bu. Son Avrupa Şampiyonası kadrosuna baktığımızda 4 stoperin 4'üde Galatasaray'da şimdi: Servet, Gökhan Zan, Emre Aşık ve Emre Güngör.

Sıra yabancı transferine gelmişti ve etrafta Babel sesleri vardı, biraz gerçekci olursak çok zordu bu transfer 23 yaşındaki Babel gelmezdi herhalde bu takıma. Govou diye yazmaya başladı etrafta, 29 yaşındaki Govou'yu transfer etmek iyi iş olurdu ama o gene klasik sağ gösterip sol vurmayı tercih etti ve Galatasaray'a Kader Keita'yı kazandırdı. Büyük iş başardı gibi duruyor gene kimsenin ruhu duymadı bu transferi her zamanki gibi. Resmi siteden öğrendi tüm gazeteler, taraftarlar... Mehmet Topuz'un 9,5 milyon€+oyuncu, İsmail Köybaşı'nın 6,5 milyon€+2 oyuncu ettiği bu skandal transfer piyasasında 7 milyon€'ya gene son 2 sezonu biraz sönük geçen 27 yaşındaki Kader Keita'yı almak büyük başarıdır.

Artık şunu anladım iyice, konu Galatasaray'ın transferleri olunca Haldun Üstünel varken hiçbir gazeteyi takip etmeyeceksin arkadaş, resmi site en sağlıklısı.

Önceleri hiç sevmiyordum bu adamı, şimdi garip bir şekilde hayranlık besliyorum bu adama, ne kadar hakkında başkana küfür etti dense de (bunun böyle olmadığını Kenan Abi anlatmıştı bana, avukat yanımdaydı o akşam) kötülenmeye çalışılsa da büyük iş başarıyor bu adam büyük özveriyle.. Adnan Polat'tan daha çok ön planı çıktı bu 2 senedir, kolay iş değil yaptığı..

Helal lan sana Atkuyruklu Haldun, böyle devam et yeter..
1 comments

Kader Keita Galatasaray'da



Değişik bir transfer politikası var son zamanlarda Galatasaray'ın. Kimse kimi alacağını tahmin edemiyor, gazetede çıkan isimler kesinlikle alınmıyor: Babel, Owen, Govou derken Kader Keita'yı aldık ve bu haberi ilk resmi siteden öğrendik son zamanlarda olduğu gibi. İlk resmi siteden öğrenme olayına tek ters transfer Leo Franco'nunki oldu onu da belirteyim.

27 yaşında Fildişili oyuncu sağ kanatta oynuyor daha çok ve durdurulması güç bir hıza sahip kendisi, Lyon'da 2 sezonda 52 maçta 5 gol atmış. Attığı gol sayısı az ama videoyu izleyince atmaktan daha çok attırdığını görüyoruz zaten.

Bu transferden sonra inanılmaz bir hücum gücüne sahip oldu Galatasaray. 4-3-3 oynayacağını varsayarsak sağ kanatta Keita Sol kanatta Kewell ilerde Baros 3lüsü ileri üçlüyü oluşturucak artık. Kewell'in sakat olduğu durumlarda Arda'yı buraya çekebilir Rijkaard. Yani Arda Iniesta görevi görecek artık Galatasaray'da. Baros'un yerine formda bir Nonda, Özgürcan, Yaser ve Erhan Şentürk'ten biri gelebilir. Keita'nın rotasyonunda gene Yaser, Erhan Şentürk ve Aydın kullanılabilir. Hatta ve hatta Serdar Eylik'te bu tercihlerden biri olabilir.

Ortasahadaki diğer 3lü Arda-Mehmet Topal ve büyük ihtimalle Linderoth olacak. Linderoth yerine Ayhan-Barış ve beklenmeyecek bir şekilde Emre Çolak oynayabilir. Mehmet Güven bence artık bu kadroda Emre Çolak'tan sonra gelmelidir.

Defanstaki 4lü de sağ bek transferine gerek yok bence Serkan Kurtuluş ve Uğur Uçar bu mevkiiyi çok rahat götürürler. Sol bek olarak Hakan Balta zaten var, olmadığı zamanlarda Volkan'dan önce ilk tercih bence Alparslan Erdem olmalı. Defansın ortası Servet'in gitmemesinden sorna en fazla bolluğun yaşanacağı yer oldu. Servet'in kesin olarak oynayacağı yanına ise Gökhan Zan-Emre Güngör-Emre Aşık-Semih Kaya ve Murat Akça 5lisinden biri gelecek. Bu büyük ihtimalle Gökhan Zan olacak ama Emre Güngör'ü tercih ederim, hatta oynatırsa Rijkaard Semih Kaya'yı.

Sabri'yi ise kapalının ortasında 3lü çektirmek için kullabiliriz, daha yararlı olur.

İnanılmaz bir kadro genişliği var Galatasaray'da, bence transfere de gerek yoktu.. Sarı-kırmızı güzel günler bekliyor bizi...

Neyse Kader Keita'yı daha yakından tanıyalım biraz:
5 comments

Git kendini cok sevdirmeden

Cok konusan futbolculardan oldum olasi hazetmedim, hazetmem. Cok konusup bos konusan futbolculari ise hic sevmiyorum. Bos bos konusup bi sike derman olmayan adamlardan ise nefret ediyorum. Kaslari kara, bahti kaslarindan kara Okcu'da bu son iki kumenin kesisme noktasinda duruyor benim acimdan. Aslinda genel kaninin aksine ben Guiza'yi seviyorum. Bi kere asla abartildigi kadar kotu bir futbolcu degildir Guiza, defansin arkasina iyi sarkan, devamli hareket halinde top isteyen, pres yapan, adam kovalayan, istekli, caliskan bir forvet en azindan. Hava toplarinda efektif, pas oyununda da averaj ustu bir kabiliyeti var. Son vuruslari, birebiri iyi olmayabilir, dogrudur, aglamakli surati kucuk emrah'a da benzeyebilir ama bir sempati unsuru, bir komiklik ogesi olarak bile selefi Kezman'dan bin kat iyidir. Tabi kafalarinda bu ne sevgi a.k ampulu yananlar icin soyleyelim bu kadar ovsekte, Guiza'nin diger eksilerinin disinda beni tilt eden bir ozelligi var. FM'de ota boka sacma sapan aciklama yapan teknik direktorler gibi zirt pirt Ispanya basinina demec veren bir yapisi var Guiza'nin. Artik bunye mi yapiyor, kendi mi zorluyor bilemiyorum ama devamli aciklama yapiyor, durduramiyosun adami. Simdi de tutturmus ben Valencia'ya bi bakip geliyim diye. Saka gibi ama araya alenen Marchena'yi falan sokmaya calisiyor. Abi bu kadar mi gerdi seni Turkiye, bi sene zor mu dayandin da Ispanya'ya donmem lazim diyorsun. Gelmeseydin amina koyim o zman hic, biz sensizde iyiydik, cebimizde de 14 milyon euro vardi hemde. Anladik Dede'yle cok sevisiyordunuz ama sen profesyonel topcusun be birader, tonla para aliyosun bu is icin. Bu kadar mi kolay mi bu isler, havalar sogudu gideyim, donum terledi geri geleyim, var mi boyle birsey a.k. Hayir siktir git Kadri'nin goturdugu yere diycem gittigin yerde cosup bizi kanser edicen. Gitme kal desek, bu sefer burda hepten sicip, ustune tuy dikcen. Ne pis bi herifmisin lan sen!
1 comments

1 Temmuz 2009

Fed-Ex



Roger Federer, dünya üstündeki bence gelmiş geçmiş en büyük tenisçi.. Bunu duramdan karşılaştığı Pete Sampras'ta kabul ediyor zaten.. Geçen sene onun için pek güzel geçmemişti, Nadal'ın senesiydi ve Federer'in Nadal'a karşı şansı hiç tutmamıştı. Bu seneye kötü başlasa da Madrid açıkta finalde Nadal'a karşı kazanıp elde ettiği şampiyonluktan beri kendine geldiği göze çapıyor. Nadal'ın elenmesinin de biraz payı olduğu hayatındaki ilk Roland Garros zaferini kazanıp Pete Sampras'ın elinde olan erkeklerde en çok Grand Slam kazanma rekorunu egale etti. Bugün Wimbledon'da çeyrek finalde Karloviç'i yenerek kendisine ait Grand Slamlarda üst üste yarı finale çıkma rekorunu 21 yaparak geliştirdi. Bir aksilik olmazsa bu turnuvayı kazanıp Pete Sampras'la paylaştığı rekoru kendi eline alıcak bir hafta içinde..

Spor tarihindeki en düzgün adamlardan biridir ayrıca bu adam, bu kadar şampiyonluk kazandıktan sonra ne bir şımarması ne bir kendini üstün görmesi olmuştur, hep mütevazi, hem heyecanlı hem bir amatör ruha sahip bir şekilde bu sporunu yapıyor. Her kazandığı finalden sonra ağlaması da bu amatör ruhu, içindeki heyecanı gösteriyor bize, şurası kesin ki kazandığı finalden sonra ağlamadığında o zaman ruhundan birşeyler kaybetmeye başlamış demektir, işte o zaman Federer efsanesinin son demlerini görüyoruz demektir bize. Belki de bu amatör ruh sayesinde bu kadar çok seviliyor bu adam.
1 comments

Comandante



Bugün senin taşıdığın 10 numarayı giyenin neler yaptığını gördükçe insan seni daha çok özlüyor be Comandante. Sen ki dünyadaki sayılı oyunculardan biriydin, babanın-annenin cenazesinden hemen sonra izinli olmana rağmen maça çıkıp oynadın. Bu üstteki alışkanlığında, marşında elini kalbine koyman o zamanlardan kaldı zaten. Babanın cenazesinden sonra çıktığın ilk maçta marş okunurken elini kalbine götürdün babanın olduğu yeri göstermek için ve o el sen futbolu bırakana kadar her maç hep orda kaldı, bizim beynimize kazındı. Şu kesin sen elini koyduğun yerde olacaksın her zaman. Nasıl ki Metin Oktay ne kadarda görmesekte her zaman orda olacaksa sen de daima orda olacaksın Giga...

Sen çok büyük bir adamdın be Hagi, çok özlettin kendini çok... Geri gelsen keşke, sevinsen çocuklar gibi, sevindirsen bizi çocuklar gibi, bağırsak stadda avazımız çıktığı kadar "I love you Hagi" diye... Çok şey istiyorum bazen biliyorum.

11 comments

Real Madrid'in 4. transferi Karim Benzema



Önce Kaka, sonra Ronaldo en son da Albiol derken bugün 4. transferini yaptı Real Madrid. Lyon başkanının satmayacağım açıklamaları 35 milyon € bonservis bedelini görene kadarmış. Galiba sırada Ribery var...
4 comments

Formalarda değişik renkler seçmek

Yeni adet çıktı bu formalarda her sene değişik bir renk seçmek. Pazarlama stratejisi bir nevi, değişik forma yapıp taraftara aldırmak.

Barcelona pembe forma yaptı mesela bu sene bildiğin.. Değişik mi? Bence değişik... Güzel mi? Bence güzel... Ama bana bir forma seç deseler bu seneki parçalılarını seçerim herhalde, pembeyi değil ama belli olmaz hoşuma gitti bu da...



Galatasaray geçen sene turuncu forma yapıp büyük bir satış yapmıştı. Turuncu forma ilk başlarda yadırgansa da sonradan alışıldı çok sevildi. Sarıyla-kırmızının karışımı olduğundan bize fazla uzakta değildi hani. Peki bu seneki değişik rengimiz nedir? Mor.. Lila filan değil bildiğin mor. Aşağıdaki Fiorentina formasının morundan olucak büyük ihtimalle yeni formamız. Diğer 2 forma parçalı ve beyaz olucak artık klasik hale geldiği şekilde ki ben bu klasik şekli çok seviyorum. Mor forma mı? Görmeden birşey söyleyemiyorum ama tek soru var kafamda mor ne alaka? Alır mıyım? %90 alırım zaten, her sene çıkan tüm formaları alma gibi bir saplantı oluştu bende, koleksiyon yapıyor gibiyim.



Karşı yakadaki ezeli rakibimizde Fenerbahçe patlattı Türkiye'de bu değişik renk olayını ( İlk deneyen Galatasaraydı.. 03-04 sezonunda kullandığımız gök mavisi-turkuaz forma var ama bir sezonluktu ve tutmadı) 2 sezon önce turkuaz formayla güzel bir ivme yakaladılar ama geçen seneki fosforlu sarı pek tutmadı galiba.. Bu sene yeni renkleri ne olacak merak ediyorum.. Ama dikkatimi çeken 2 formanında mavi veya sarının belli bir tonu olması. En azından tercihler daha anlamlı gibi, bizim bu seneki mor gibi değil.. Gerçi klübün orjinal renklerinin dışına çıktıktan sonra anlamlı olsa ne olur olmasa ne olur önemli olan değişiklik ve bu değişikliğin tutması...

1 comments

Enteresan isler

Ne alaka, ne isi var lan Ankara'da, gelir mi gelmez mi muabbetlerini daha cevirememistik ki, sicak bir Haziran aksaminda zart die geldi Darius Vassell. Ilk kimin aklina geldi bu Vassell isi anlamak guc gercekten. Hadi gectim Vassell niye gelmis, nasil gelmisini ben kirk yil dusunsem adam almak icin aklima Vassell gelmez. Vassell dedigin Balili'nin bir ust versiyonu diyip gecicem, gecemiyorum, valla helal olsun bu transferde emegi gecenlere. Gecekondu'da bos durmamis tabi, iner inmez herife nereye dustum ben a.k dedirtmisler. Bu arada "You are more than a player, we're more than a club" afisini takdir etmemekte elde degil.






5 comments

Fark var!

Daha once denkmi'de Kaka gidici die yazdigimda, Milan taraftarindan tepki almis, isittigim hakaretler, edilen tehditler yuzunden psikolojim bozulmus, profesyonel yardim almak zorunda kalmistim. Aslinda kalmamistim, Milan taraftarlari bizi pek yakindan takip etmiyor galba. Neyse oyleydi boyleydi derken bugun Real Madrid resmen Kaka'yi Bernabeu'da gun yuzune cikardi. Kaka'ya yapilan aile arasindaki hosgeldin partisine yaklasik 50000 kisi katildi. Ellibin a.k ellibin, bi tarafta Mehmet Topuz, bir avuc saksakci parali asker obur tarafta Kaka ve 50bin kisi. Gulermisin, aglarmisin? Neyse gecelim bunlari, arkada kazanilan 9 avrupa kupasi, Raul'un Zidane'nin, Di Stefano'nun resimleri ve onlerinde beyazlar icinde Kaka. Belli ki koskoca bir alem buysa kral biziz gosterisiydi bu aksam. Perez'in Kaka'yi takdim ederken gerek saha ici gerek saha disi davranislarina ovguler yagdirip Madrid'le ozdeslestirmesi, bonservisi daha az olsada Kaka'nin Ronaldo'dan daha fazla el ustunde tutulacaginin isareti gibiydi adeta. Ayrica bu tanitim vesilesiyle goygoycularin cok sevdigi forma numarasi geyigide yanitlanmis oldu. Herkes 5 numarayi bekleyedursun, Kaka Gago'nun 8 numarasini alirken, Gago'da karsilik olarak 5'e kapak atti. Aldigim son duyumlara gore ise transfere doymayan buyuk baskan Perez'in siradaki hedefi ise son gunlerin parlayan yildizi, cadirci ibnesiymis.
mina kodumun cadircisi..
0 comments

30 Haziran 2009

Ramiz, Köfteci değil rapçi



50 Cent Var mısın Yok musun da onun için yarışmıştı. Şimdi albümü çıkmış, bence başarılı bir albüm olmuş.. Bana göre en güzel şarkısı da yukarıda.. Nakarat kısmı mükemmel:

"Yaşamda pek çok hatam oldu elbet
Kim bilir kaç kalp kırdım fesata niyet
Eğer seni üzdüysem nolur affet
Affetmezsen günahımı sırtlarım elbet"
0 comments

29 Haziran 2009

Atsiz kovboy

8 comments

Get your towels ready!

I'm on a Boat

Ilkos'un botlu projelerinde kullanilmak uzere arsivlerden cikariyoruum motherfuckers.. T-pain'ininde tipine sokuyim buarada
1 comments

Blog Archive